Başımıza gelmiştir, bir deyişi, atasözünü kulaktan dolma kullanırız, çevremiz de öyle kullanır, ama sonra öğreniriz ki özgün hali biraz farklıdır. Burdaki ( www.facebook.com/TurkiyeNoktaNet/photos/a.130110753856800.1073741826.129370043930871/267937113407496/?type=1 ) kaynakta aşağıdaki iddialar var. Aslında dil yaşayan bir şey, ve zamanla değişebilir bu deyişler. Zaten aşağıdaki deyişlerin bir kısmı TDK sözlüğe göre yeni haliyle doğru. Ama orijinal eski hallerini bilmek de ilginç:
1. “Güzele bakmak sevaptır” değil, “Güzel bakmak sevaptır”
2. “Azimle sıçan duvarı deler” değil, “Azimli sıçan duvarı deler”
3. “Göz var nizam var” değil, “Göz var izan var” (izan: anlayış, anlama yeteneği. nizam: düzen, kural)
4. “Eşek hoşaftan ne anlar” değil, “Eşek hoş laftan ne anlar”
5. “Aptala malum olurmuş” değil, “Abdala malum olurmuş” (abdal: derviş)
6. “Kısa kes aydın havası olsun” değil, “Kısa kes aydın abası olsun” (aba bir giydidir ve Aydın efesinin abası kısa ve dizleri açıktır.)
7. “Su uyur düşman uyumaz” değil, “Sü uyur düşman uyumaz” (sü: asker)
8. “Saatler olsun” değil, “Sıhhatler olsun” (sıhhat: sağlık)
9. “Su küçüğün söz büyüğün” değil, “Sus küçüğün söz büyüğün”
10. “Elinin körü” değil, “ölünün kûru” (kûr: mezar, gömüt)
11. “Sıfırı tüketmek” değil, “zafiri tüketmek” (zafir: soluk)
12. “Eni konu” değil, “önü sonu”
Bir iki tane de ben ekleyeyim:
“Eski camlar bardak oldu” değil, “Eski çamlar bardak oldu” (Bardak, eski Türkçede odundan yapılan su kabına verilen isim.)
“gördün mü anyayı konyayı” değil, “gördün mü Hanyayı Konyayı” veya bir iddiaya göre daha da eskiye giderek “gördün mü Hanyayı Kandiyeyi” (Hanya ve Kandiye, Girit’in önemli bu iki kenti bir zamanlar Osmanlı Devleti’nin elindeydi.)
Bir de şu var: “Bundan iyisi Şamda kayısı” Bu doğrusuydu. Leman mizah çizerlerinin esprisi ile “Bundan iyisi Şamdak ayısı” ileri sürüldü ama bu bir şakaydı.
Hocam teşekkürler. Demekki daha çok eksiklerim var. Sayenizde asıl olanları araştırıp asıl ve doğrusunu öğrenmemin gerektiğimi gördüm.